Kahramanmaraş Depremi

türkçe
veri-analizi
deprem
R
mersin
Yazar

Emrah Kırdök, Ph.D.

Yayınlanma Tarihi

15 Şubat 2023

Geçtiğimiz haftanın nasıl geçtiğini anlayamadım. Son bir aydır, Avrupa Birliği tarafından desteklenen NEOMATRIX projesi kapsamında bir çalıştay hazırlığı içerisindeydik. Bu kapsamda, Stokholm, Paris ve Ankara’dan hocalar gelecek ve üzerinde çalıştığımız bir antik metagenomik analiz protokolü hakkında bir çalıştay gerçekleştirecektik.

Pazar akşamı ekip gelmiş, hazırlıklar olabildiğinde tamamlanmış ve artık çalıştay aşamasına geçmeye yaklaşmıştık. Ancak, Pazartesi sabaha karşı depremle uyandık…

Olayın bu kısmına çok fazla giremeyeceğim ancak sonuç olarak çalıştay ve bütün toplantılar iptal oldu. Yurtdışından gelen hocaları ise Ankara üzerinden ülkelerine ulaşmalarını sağladık. Hepimize geçmiş olsun.

Ben de bir yandan telefon trafiği içerisindeyken, aklımın bir köşesinde “Acaba ülkemizde gerçekleşen depremleri inceleyebilir miyiz?” sorusu dönüyordu.

Tabii ki bir deprem bilimci ya da jeolog değilim. Bu konuda asla ahkam kesemem, ancak hali hazırda açık bir şekilde paylaşılan veriyi kullanarak bazı denemeler yapabiliriz. Bu yazıda amacım sadece ülkemizin bir deprem kuşağında olduğunu göstermek, ve depremlerin, fay hatları üzerinde nasıl hareket ettiğini görselleştirmek.

Genel görünüm

Öncelikle 1990 yılından bu yana yaşanmış depremlerin verisini AFAD internet sitesinden indirdim. Görünüşe göre veri Türkiye’de bulunan istasyonlar tarafından hissedilmiş bütün deprem kayıtlarını içeriyor. Dolayısıyla veriyi bir miktar işlemeniz gerekebilir. Ancak öncelikle verinin şeklini inceleyelim.

Verimiz 402212 gözlem ve 10 değişkenden oluşuyor. Yani her satır bir deprem hareketini gösterirken, her sütün ise bu depremde gözlenen değişkenleri ifade ediyor.

Sütun isimlerine bakarsak:

 [1] "Date"      "Longitude" "Latitude"  "Depth"     "Rms"       "Type"     
 [7] "Magnitude" "Location"  "EventID"   "index"    
  • Date: Olayın tarihi
  • Longitude: Boylam
  • Latitude: Enlem
  • Depth: Derinlik
  • Rms: Algılanma süresi (saniye)
  • Type: Ölçüm tipi
  • Magnitude: Şiddet
  • Location: Deprem bölgesi
  • EventID: Depremin kodu

Bu bilgilere göre, ülkemiz istasyonları tarafından algılanan 402212 tane deprem olmuş. Bu depremlerin şiddetlerini bir histogram olarak incelersek daha açıklayıcı olacaktır (Figür 1).

Figür 1: Veri setinde bulunan deprem şiddetlerinin histogram görüntüsü

Gördüğünüz gibi bu depremlerin büyük bir kısmı aslında düşük şiddete sahip. Sadece 37 tanesi 6’nın üzerinde gerçekleşmiş. Tabii bu veriye, ülkemize yakın noktalarda gerçekleşmiş depremler de dahi: Doğanın politik sınırları yok.

Ancak bu veri büyük oranda gürültü içeriyor. Örnek vermek gerekirse 4’den düşük şiddete sahip depremler bizim için anlamlı olmayabilir. Bu yüzden öncelikle 4’den düşük depremleri filtreleyelim.

Peki bu depremler nerelerde odaklanmış? Enlem ve boylam bilgisinin histogramını oluşturursak bunu rahatlıkla gösterebiliriz. Figür 2’da gösterilen histogramlardaki tepe noktaları, aslında hangi enlem ve boylamlarda en fazla depremin oluştuğunu göstermektedir. Neredeyse bütün enlemlerde deprem gözlenirken, aslında asıl farklılık boylamlarda. Depremler Ege, ve Doğu Anadolu kısımlarında yoğunlaşmış.

Tabii ki burada 1990 öncesi depremler yok. Onlar da olsaydı daha farklı bir şeklimiz olurdu.

(a) Enlem

(b) Boylam

Figür 2: Depremlerin enlem ve boylamlara göre dağılımı

Peki depremlerin oluştuğu derinlik ve depremin şiddeti arasında bir bağlantı var mı? Bunu da bir nokta grafiği kullanarak gösterebiliriz (Figür 3). Bu şekle baktığımızda aslında depremlerin çoğunlukla yüzeye yakın bölgelerde oluştuğunu görebiliriz. Ayrıca, yüzeye yakın olan depremlerin de şiddetli olma ihtimali bir hayli fazla.

Figür 3: Depremin oluştuğu derinlik ve şiddet arasındaki ilişki

Bu noktadan sonra veriyi sadeleştirmek için, 4’den küçük olan depremleri filtreledim. Filtrelenmiş veriyi artık Türkiye haritasına oturtabiliriz (Figür 4). Bu şekle baktığımızda aslında görmemiz gereken şey noktaların nerelerde yoğunlaştığı. Noktaların daha yoğun olduğu bölgeler, bize depremlerin de yoğun olarak oluştuğu yerleri göstermektedir.

Dikkat edersek, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatları üzerinde yoğun bir deprem hareketliliği görülebilir.

Figür 4: Ülkemizden algılanan 4 şiddetinden büyük depremlerin gösterimi

Şimd haritayı biraz daha Türkiye üzerine odaklayalım ve depremlerin büyüklüklerini de görselleştirmeye ekleyelim. Bu sayede büyük depremlerin nerelerde olduğunu görebiliriz (Figür 5). Bu şekilde, kırmızı noktaların yoğunluğu arttıkça, o bölgede güçlü bir deprem olduğu anlaşılmaktadır.

Figür 5: Ülkemizde yaşanan 4 şiddetindeki büyük depremlerin

Bu şekil bence Türkiye’nin gerçekten bir deprem bölgesi olduğu gerçeğini çok güzel bir şekide anlatıyor. Depremler Batı ve Doğu bölgelerimizde yoğunlaşmış durumda. Orta Anadolu’dan başlayarak, Akdeniz’in ortasına kadar inen bölgede ise fazla deprem görünmüyor.

Kahramanmaraş depremi ve Doğu Anadolu fay hattı

Ancak benim ilgilendiğim nokta şu an için Kahramanmaraş depremi. Şimdi biraz daha bu bölgeye odaklalanalım. Acaba fay hattı hangi yönlere doğru kırılmış olabilir? Küçük bir animasyonla bunu görselleştirebilriz (Figür 6). Harika! Önce ilk depremle kuzey-güney ekseninde kırılan fay hattı, daha sonra ikinci depremle doğu-batı ekseninde kırılmaya başlıyor.

Figür 6: Kahramanmaraş bölgesinde yaşanan depremin animasyonu

Doğu Anadolu fayının kırılması

Fay hatlarının doğudan batıya doğru kırıldığını haberlerden duymuşsunuzdur mutlaka. Küçük bir aramayla, Doğu Anadolu fayı üzerinde bulunan deprem serilerine ulaştım:

  • Adana Ceyhan depremi (1998)
  • Bingöl depremi (2003)
  • Elazığ depremleri (2003, 2010)
  • Gaziantep Kahramanmaraş depremi (2023)

Acaba bu bilgiyi, elimizdeki veriyi kullanarak görselleştirebilir miyiz? Bunun için elimizdeki veriyi 1998 Adana Ceyhan depreminden sonraki depremleri içerecek şekilde filtreliyorum. Ayrıca depremleri sadece Doğu Anadolu fay hattını içerecek şekilde filtreliyorum ki deprem serisini daha rahat anlayalım (Figür 7).

Figür 7: Doğu Anadolu fay hattının kırılması

Şekle baktığımızda gerçekten Doğu Anadolu fayı ekseninde bir hareketlilik göze çarpıyor. 1998 yılındaki Adana depreminin ardından oluşan büyük depremler, doğu-batı ekseninde gerçekleşiyor.

Sonuç

Bu yazıyı yazma amacım aslında derin bir deprem incelemesi yapmak değildi - ki zaten uzmanlık alanım değil. Kamuya açık verileri kullanarak neler yapabiliriz onu görmek istedim. Buradaki görselleştirmelere daha da geliştirilebilir. O da sonraki yazıların konusu olsun.

Teşekkür

Animasyonlar için gerekli kodu oluşturan Arda Sevkar’a teşekkürler.